15 Şubat 2018 Perşembe

TÜRK SİNEMA TARİHİ - 3

Türk Sinema Tarihi - 3
Yeni Çağrı Gazetesi / 15.02. 2018
Araştırma; Mustafa Çatıkkaş


TÜRK SİNEMA TARİHİ
'SİNEMA BİR ÜLKENİN SİYASİ TARİHİDİR ve İZLEDİKLERİN ASLA SADECE BİR FİLM DEĞİLDİR'

Türk Sinema tarihi bir derya, deniz. Elbette bu kadar kısa bir yazı içerisine sığdırılamaz. Set işçisinden, oyuncusuna, figüranına, yapımcısına, filmleri halkla buluşturan sinema sahiplerine  kadar hepsine ne kadar teşekkür etsek azdır. Onların ciddi emekleri, özverili katkıları sayesinde bu filmleri gördük. İyi ki varlar, iyi ki sinema var.
Bu yazı akademik bir araştırma yazısı değildir.  Zaman zaman hatalar yapılmış, önemli kimlikler ve olaylar atlanmış olabilir.
Hatamız olduysa affola.
Mustafa Çatıkkaş



1967 - 1974  ARASI  YİNE DARBE VE YEŞİLÇAM'IN YÜKSELİŞ YILARI
 12 Mart 1971'de Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu'nun imzasını taşıyan bir muhtıra verildi.
Süleyman Demirel başbakanlıktan istifa ettirildi. Cumhurbaşkanı
Cevdet Sunay ve CHP lideri İsmet İnönü muhtırayı destekledi. DİSK bile muhtırayı coşkuyla karşıladı. CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit ise, İnönü'nün tavrını tepkiyle karşıladı.
İnönü'nün ara rejim hükümetine üye vermesini sindiremeyen Ecevit, Genel Sekreterlik görevinden ayrıldı.

Demirel Hükümeti düşünce, Nihat Erim hükümet kurmakla görevlendirildi. Erim Başbakan oldu. Ardından radikal solu hedef alan "Balyoz Harekatı" başlatıldı. Yüzlerce solcu, İstanbul'daki MİT'e ait Ziverbey Köşkü'nde sorgulandı.Büyük çapta tutuklamalar gerçekleşti.Bu arada Tümgeneral Celil Gürkan başta olmak üzere 9 Mart'çı 5 general ve 9 albay ordudan çıkarıldı.
Deniz Gezmiş'in Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu ve Mahir Çayan'ın Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi isimli örgütler dağıtıldı.


Bu örgütler banka soyma, adam kaçırma ve çeşitli bombalama olaylarına karışmışlardı. 1969'da Filistin kamplarında eğitim alan Deniz Gezmiş yakalanırken, THKP-C lideri Mahir Çayan ve 9 arkadaşı Ünye'deki NATO üssünden kaçırdıkları İngiliz rehinelerle birlikte Niksar'ın Kızıldere Köyü'nde askerle girdikleri çatışmada öldürüldü.
THKO'dan Sinan Cemgil ve arkadaşları da Nurhak dağlarındaki çatışmalarda öldüler.
Türk Devrim tarihinin efsane ismi Deniz Gezmiş ve arkadaşları 6 Mayıs 1972 yılında asıldı.
Bu olay hiçbir zaman halkın gönlünde kabul görmedi. Deniz Gezmiş adına daha sonraki yıllarda sayısız kitap yazıldı, filmler çevrildi.

Bu dönem Türk Sinemasında 'Yeşilçam'ın Altın Yılları' olarak anılır ve özellikle hafta sonları sinemaya girebilmek için zaman zaman karaborsadan bilet alınmaktadır.
Yeşilçam ise adını ; Taksim - Beyoğlu'nda yapımcı ve oyuncuların bulunduğu bir sokaktan almaktadır.
Bu dönemde ayrıca starlar da çıkmaya başlar. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın gibi…
Bu  yıllarda  filmlerde nitelik olarak çok şey olmasa da senede 300'e yakın film üretilir ve bu rakam sayesinde Türk Sineması Dünyada 4. sıraya yükselir.
Milyonlarca seyirci yazlık sinemalar dahil olmak üzere sinemaya gider ve 'Melodram' tarzı filmleri izler.
Bu filmlerde ana konu 'Zengin Kız - Fakir Erkek' temalıdır. Bu ana konuya odaklanma ana nedenlerinden birisi de o dönem çok etkili olan sansürdür.
Çünkü sansür yasasında, 'Herhangi bir meslek grubu aşağılanamaz' gibi bir madde vardır ve bu madde nedeniyle genelde işsiz, avare tippler üzerinden 'masal'  anlatılır.
Ve yine çünkü bu yasaya göre;  Bütün meslek grubu üyeleri iyidir. Örneğin;  Kötü bir doktor, Avukat, Öğretmen, Polis kötü olamaz gibi…


Ayşecik, At Hırsızı Banuş, Balatlı Arif, Malkoçoğlu, Atlı Karınca Dönüyor, Yalan Yıllar, Yara, Aç Kurtlar, Bir Şarkısın Sen, İffet, İnsanlar Yaşadıkça, Ah Müjgan Ah, Avare, Küçük Hanımın Şoförü, Ayşegül, Adını Anmayacağım, Nasrettin Hoca, Bastır Behçet Bastır, Şehvet, Battal Gazi Geliyor, Ömer Hayyam, Ah Deme Oh De, Atını Seven Kovboy, Çılgın Arzular, Diriliş gibi filmler yapılmıştır.
Ayrıca; 1972 yılında çekiken 'Parçala Behçet'  isimli film Türk  Sinemasında seks filmleri  dönemini açan ilk film oldu.Bu filmin içeriği seks - macera türündendi. Bu tarz filmler 1974 yılına kadar devam etti.

1974 - 1980 ARASI, TÜRK SİNEMASINDA EROTİK YILLAR
30 Ağustos 1972'de İstanbul Çamlıca'daki vericiler güçlendirilerek TV yayınları yaygınlaştırıldı. Sinema büyük oranda seyirci kaybederken köyden kente yapılan göç ise giderek artıyordu.
Sokakların hareketlenmesi, TV yayınlarının haftada 5 güne çıkarılması, artan enflasyon ve yaşam şartlarının ağırlaşması sonucu ailece sinemaya giden kişilerevlerine bağlandı. Çünkü TV daha ucuz ve daha zahmetsiz bir eğlence sunuyordu.
Büyük bir ekonomik sıkıntı içerisine giren sinema ise bir çıkış yolu arıyordu. Aranan bu yol sonunda bulundu.
Buna göre sinemalarda oynayacak filmler vatandaşların tv'de göremeyeceği türden olacaktı. Bu da elbette; Erotik, Aventür, Vurdulu- kırdılı  filmler olacaktı.
Öte yandan köyden kente göç eden vatandaşlar gecekondulara yerleşiyor, yaşadıkları mahalle baskısı, dini ve kültürel baskılar nedeniyle kadın - erkek ilişkilerini rahatça yaşayamadığı gibi bir anlamda cinsel sorunlarına da çözüm arıyordu.


Bu ihtiyaçlara cevap vermek  ve para kazanmak için 1974 yılında Oksav Pekmezoğlu'nun çektiği 'Beş Tavuk Bir Horoz' ile Yeşilçam'da erotik filmler dönemi başladı. Bu filmler lümpen izleyici tarafından o kadar çok ilgi gördü ki senede yaklaşık olarak bu türden 130 tane film çekilmeye başladı.
1975 yılında çekilen dönemin en hit filmlerinden birisi de 'Civciv Çıkacak Kuş Çıkacak' oldu. Filmi izlemek için kuyruklar oluştu. Filmin ne kadar gişe yaptığı çok sayıda gizli seyirci izlediği için bilenemiyor.

Bu yıllarda Türk Sinemasında iş çığrından iyice çıktı. Çekilen erotik filmlerde genellikle köylü kızlar tuzağa düşürülüp tecavüz ediliyordu. Erkeklerin hemen hepsinin art niyetli olmasına karşın iyi kızlara dokunmamaları dikkat çekiyordu.
Çekilen filmlerde ne doğru düzgün seslendirme, ne de doğru düzgün ışık kullanılıyordu.Yapılan kaba saba filmlerle  erkeklerin cinsel açlığı suistimal edilip,  ekonomik olarak sömürülüyordu.

1970'lerin ortalarından itibaren siyaset hareketlenmeye başlayıp, toplumsal bilinç yukarılara çıkmaya başlayınca Türk sineması da tekrar eli ayağı düzgün filmler yapmak için  kolları sıvadı.
Bu yıllarda Yılmaz Güney 'Arkadaş', Ertem Eğilmez 'Köyden İndim Şehire', Zeki Ökten 'Askerin Dönüşü', Osman Seden 'Bir Ana Bir Kız, İnek Şaban', Atıf Yılmaz 'Kuma, Mağlup Edilemeyenler, Salako, Selvi Boylum Al Yazmalım, Adak', Ertem Eğilmez 'Mavi Boncuk, Hababam Sınıfı, Çöpçüler Kralı, Erkek Güzeli Sefil Bilo', Tunç Okan 'Otobüs', Ergin Orbey 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' isimli fimlerle çıtayı tekrar yükseltti.

Diğer taraftan 1977 yılında; Türk Sineması’na yasal düzenlemeler hazırlamak, yurt dışında film haftaları düzenlemek, yurtdışındaki festivallere katılacak filmlerin altyazı kopyalarını üretmek gibi görevleri yerine getirmesi maksadıyla Kültür Bakanlığı’na bağlı Sinema Dairesi Başkanlığı kurulmuştur.

Kıbrıs Barış Harekatı…
Sinema ve sokaklar bu kaosu yaşarken ülkeyi  '1. Ecevit Hükümeti' denilen bir koalisyon yönetiyordu. İktidarda CHP ve Rahmetli Necmettin Erbakan'ın partisi MSP vardı.
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtı bu hükümet döneminde yapılmış,  Hükümetin kurulması aşamasında CHP ve MSP arasında kurulan koalisyon hükümetinin ortaklık şartları ve hükümetin hedefini belirlediği bir protokol imzalanmıştır.
Bu hükümet Kıbrı Barış Harekatı'nı başarıyla tamamlamıştır.



Sansür ve Ecevit…
Yerli Sinemanın önündeki en büyük engel sansürdür.Hemen hemen her iktidar sansüre sarılmış ve sinemanın Uluslararası alanda başarı sağlamasını engellemiştir.
Elde edilen başarılar, 'Hükümetlere rağmen' kazanılmıştır.
Sansürün kaldırılmasnıı tek bir lider istemiştir. O da rahmetli Sayın Bülent Ecevit'tir.
Rahmetli Ecevit'in bu isteği mecliste gerekli desteği alamadığı için gerçekleşememiştir.


DEVAMI VAR...
https://mustafacatikkas.blogspot.com.tr/2018/02/turk-sinema-tarihi-4.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NEDEN ADAY OLUYORLAR

  2024 yerel seçimleri 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak, Seçimlerde; 61 Milyon 400 Bin kişi oy kullanacak. Ve bu seçimlerde 1393 belediye...